SÖZCÜK
1. İsim (Ad) Kökleri
Varlıkların, kavramların,
duyguların ismi olan köklere isim kökü denir. İsim kökleri cümle içinde “isim,
zamir, zarf, sıfat, edat, bağlaç ve ünlem” göreviyle kullanılabilir. Dilimizde
isim kökleri en fazla üç heceden oluşur.
at, bel, göz, kan, kül, o, pek, siz, sol, yol,
araba, kitap…
“içimizden” sözcüğünün anlamlı en küçük
parçası “iç” sözcüğüdür. Ancak burada bahsedilen içmek fiili değil, bir şeyin
içidir. Bu yüzden “içimizden” sözcüğünün kökü isim köküdür.
Ø İsim kökleri “-mak / – mek” mastar
ekini almazlar.
“kalemlik” sözcüğünün anlamlı en küçük parçası
yani kökü “kalem” sözcüğüdür.
“kalem” sözcüğüne
“-mek” veya “-mak” eklerinden birini getiremeyiz. Bu nedenle “kalem” sözcüğü ad
köküdür.
Ø Yansıma kökler de isim köklerinden
sayılır.
cız, çat, fıs, güm,
pat, şar, vız…
2. Fiil (Eylem) Kökleri
İş, oluş veya durum
bildiren köklere fiil kökü denir. Fiil kökleri “-mak / – mek” mastar ekini
alabilen köklerdir.
aç-, at-, çiz-, del-, gel-, kal-, tak-, yık-,
yüz-…
“sevgi” sözcüğünün kökü “sev”dir. “sev”
sözcüğüne “-mek” ekini getirdiğimizde “sevmek” olur. Mastar eki getirdiğimizde
anlamlı bir sözcük elde edebildiğimiz için “sev-” fiil köküdür ve “sevgi” fiil köklü bir sözcüktür.
“solungaç” sözcüğünün kökü olan “solu” sözcüğü
“-mak” eki alarak “solumak” olabilir. Bu nedenle “solungaç” sözcüğü fiil
köklüdür.
NOT: Fiil köklerini
ad kökleri gibi tek başına yazıp söyleyemeyiz. Mastar durumundaki fiil
köklerinin sonuna ya kısa çizgi (–) konur ya da “–mak, –mek” mastar eki
getirilir. Fiilin sonuna konan kısa çizgi (–), “mak, mek” diye okunur. Örneğin
“yırt–” fiil kökü “yırtmak” olarak
okunur.
Bir sözcüğün kökünün
isim kökü mü fiil kökü mü olduğunu bulmanın en kolay yolu sözcüğün köküne “-mak / – mek” mastar eki getirip denemektir.
“gözlük” → kökü
“göz”dür → mastar eki eklersek “gözmek” olur → “gözmek” sözcüğü anlamsız olduğu
için “göz” isim köküdür.
“geçit” → kökü
“geç”tir → mastar eki eklersek “geçmek” olur→ “geçmek” sözcüğü anlamlı olduğu
için “geç” fiil köküdür.
3. Sesteş Kökler
Yazılışları aynı
olmasına rağmen anlamları ve türleri farklı olan köklere sesteş kök denir.
Bahçeye büyük bir çukur kazın.
cümlesindeki “kazın”
sözcüğünün kökünü incelediğimizde kökün mastar eki alabildiğini görüyoruz. Bu
nedenle sözcüğün kökü fiildir.
Hayvanat bahçesindeki kaz elini ısırmış.
Burada ise yukarıda
fiil kökü olarak kullanılan “kaz” sözcüğünün isim kökü olarak kullanıldığını
görüyoruz. Çünkü burada sözü edilen kümes hayvanı olan kazdır
NOT: Sesteş kökler
arasında anlam ilişkisi bulunmaz.
SESTEŞ KÖK: gül-
gülmek, yaz- yazmak, kan- kanmak, var- varmak
4. Ortak Kökler
Hem isim hem de fiil
olarak kullanılabilen köklere ortak kök denir. Ortak kökler arasında anlam
ilişkisi vardır.
ORTAK KÖK göç-
göçmek, tat- tatmak, şiş- şişmek, boya- boyamak
KÖKÜN ÖZELLİKLERİ
1-) Kök, Sözcüğün
Başındadır
Türkçe, sondan
eklemeli bir dildir. Türkçede bütün ekler sona gelir. Bu yüzden Türkçede kök,
her zaman sözcüğün başındadır.
2-) Kök, Ek Alırken
Yapısal Değişikliğe Uğramaz
Kök, tâbi olunan; ek,
tâbi olan öğedir. Başka bir deyişle Türkçede, kök sabit kalır, ek köke uyum
sağlamaya çalışır. Bu yüzden kökler, ek alsalar da bir değişime uğramazlar.
Ancak bu olayın bozulduğu birkaç istisnai durum vardır:
● Yönelme eki alan 1.
ve 2. tekil kişi zamirleri ses değişimine uğrar:
ben -> bana sen -> sana
1. YAPIM EKLERİ
Sözcüklere gelerek
onlardan yeni szöcükler türeten eklerdir. Yapım ekleri eklendiği sözcüğün
anlamını da türünü de değiştirir. Kısacası yapım eki, adından da anlaşılacağı
gibi, sözcüklerden yeni sözcük yapım işini yapar.
Yapım ekleri her
zaman çekim eklerinden önce gelir. Yapım eki almış bir sözcüğe türemiş sözcük
ya da gövde denir. Yapım ekleri dörde ayrılır:
1.1.
İSİMDEN İSİM YAPIM EKLERİ
İsim kök veya
gövdelerine gelerek onlardan yeni isimler yapan eklerdir.
İsimden İsim Yapım
Eki
-lik: zeytinlik, şekerlik, suluk, insanlık,
kardeşlik
-li: köylü, nişanlı, renkli, mavili, bilgili,
görgülü
-siz: evsiz, huysuz, akılsız, işsiz, parasız
-cil: evcil, otçul, bencil
-cık: kızılcık, arpacık, kulakçık, kitapçık
-daş: meslektaş, vatandaş, arkadaş, sesteş
-inci: üçüncü, beşinci
-msı: acımsı, ekşimsi
-sal: kumsal, evrensel
-ıt: yaşıt
-tı: horultu cıvıltı
1.2.
İSİMDEN FİİL YAPIM EKLERİ
İsim kök veya
gövdelerine gelerek fiil oluşturan eklerdir.
-le: başla-, suçla-, sula-, terle-
-al: azal-, çoğal-, düzel-
-l: doğrul-, sivril-
-a: kana-, yaşa-, türe-, boşa-
-da: fısılda-, horulda-, gürülde-
-at: yönet-, gözet-
-kır: fışkır-, haykır-
-lan: evlen-
-laş: şakalaş-, dertleş-, çocuklaş-
-(a)r: morar-, karar-, yaşar-
-se: önemse-, garipse-
1.3.
FİİLDEN İSİM YAPIM EKLERİ
Fiil kök veya
gövdelerine gelerek isim türeten eklerdir.
-im: seçim, üretim, bölüm, çözüm, verim
-gi: vergi, sevgi, görgü, bilgi, örgü, sergi,
algı, atkı
-gın: dalgın, kızgın, bilgin, durgun, salgın
-ı / -i: yazı, doğu, batı, gezi, tartı
-ıcı / -ici: yırtıcı, satıcı, yapıcı, geçici,
kurucu
-ca: düşünce, eğlence
-ecek: giyecek, yakacak, açacak
-ak: yatak, kaçak, durak,
-ga: bölge, bilge, süpürge,
-gan: çalışkan, unutkan, çekingen
-gıç: bilgiç, dalgıç, başlangıç
-ik: kesik, açık, göçük, kırık
-ın / -in: yığın, akın, tütün, ekin,
-nç: gülünç, basınç,
-ıntı: esinti, çıkıntı, döküntü,
-(e)r: gelir, gider, okur,
-maca: bulmaca, kesmece
-sel: görsel, uysal, işitsel
-anak: gelenek, görenek, olanak, seçenek
-ış: dikiş, yürüyüş
-ıt: geçit, yakıt, ölçüt
-ma: dondurma, danışma
-mak: çakmak, ekmek
-tı: belirti, kızartı
1.4.
FİİLDEN FİİL YAPIM EKLERİ
Fiil kök veya
gövdelerine gelerek yeni fiiller türeten eklerdir.
-t: yürüt-, anlat-, ağlat-
-(a)r: kopar-, çıkar-, uçur-, düşür-
-dır: yazdır-, açtır-, bıktır-, sordur-
-(ı)l: atıl-, yazıl-, çözül-, sorul-
-(ı)n: taran-, yıkan-, silin-, alın-
-ele: kovala-, itele-
-ı: kazı-, sürü-
-msa: anımsa-, gülümse-
2. ÇEKİM EKLERİ
Sözcüklerin
çekimlenerek değişik yerlerde ve görevlerde kullanılmasını sağlayan eklere
çekim eki denir. Çekim ekleri, kelimenin biçimini değiştirir; anlamını
değiştirmez. Eklendiği sözcüğe yeni bir anlam kazandırmaz.
Çekim ekleri,
sözcüklerin diğer sözcüklerle bağ kurmasını; sözcüklerinin cümlede görev
almasını; hâlini, sayısını, zamanını, şahsını belirtir. Kısaca çekim ekleri
sözcüklerin cümle kuruluşunu gerçekleştirmesini sağlar. 2. tekil kişi emir
kipiyle kurulan tümcelerin (Atla. Koş. Bak. Ye. …) haricinde hiçbir tümce,
çekim eki olmadan kurulamaz.
Okul git > Okul-a git-(i)yor-um → Okula gidiyorum.
Ağaç dal kır >
Ağaç-ın dal-ı-(n)ı kır-dı-lar
→ Ağacın dalını kırdılar.
Çekim ekleri,
getirildikleri kelimenin türüne göre, isim (ad) çekim ekleri ve fiil (eylem)
çekim ekleri olmak üzere iki öbekte incelenir:
2.1.
İSİM (AD) ÇEKİM EKLERİ
İsimlerin ve isim
soylu sözcüklerin sonuna gelerek onları diğer isimlere, edatlara, eylemlere
bağlayan; cümle içindeki görevlerini belirleyen, ait oldukları kişileri
belirten ve isimlerin çeşitli durumlarını bildiren eklerdir.
İsim çekim ekleri
şunlardır:
1. Çokluk Eki
2. Durum (Hâl) Ekleri
3. İlgi (Tamlama)
Ekleri
4. İyelik (Aitlik)
Ekleri
5. Eşitlik Ekleri
2.1.1.
Çokluk (Çoğul) Eki (-lar / -ler)
İsimlerin sayı
bakımından birden çok olduğunu belirtir.
Martılar kanat çırptı gökyüzüne.
Şehirler beton yığınına döndü.
NOT: Çokluk eki,
eklendiği sözcüğe çokluk anlamı dışında farklı anlamlar da kazandırır.
Türkler köklü milletlerdendir. (“millet”
anlamı)
Beş yaşlarında bir çocuğu var. (“yaklaşık”
anlamı)
Bu akşam Bülent Beyler bize gelecekler.
(“aile” anlamı)
Sabahları spor yaparım. (“her” anlamı)
2.1.2.
Durum (Hâl) Ekleri (-i, -e, -de, -den)
İsimlere belirtme,
yönelme, bulunma ve ayrılma anlamı katan eklerdir. Dört başlıkta incelenir:
a)
Belirtme durumu eki (-i / -ı / -u / -ü)
Eylemdeki işten,
hareketten, oluştan etkilenen varlığı belirtir. Bu eki alan sözcük, cümlede
belirtili nesne olur.
Evi boyadım.
Avcı balığı yakaladı.
Külü üstüme savurdu.
Türkçede iki tane “-i” eki vardır:
-i: belirtme durumu
eki: Kalem-i aldı. (Neyi aldı?)
-i: iyelik eki:
(onun) kalem-i
b)
Yönelme durumu eki:(-e / -a)
İsme getirilen “-a, /
-e” hâl ekidir.
Hafta sonu pazara gittim.
Erikleri üç liraya aldım.
Sabaha dönerim.
c)
Bulunma durumu eki: (-de / -da / -te / -ta)
İsimlere “-da / -de /
-ta / -te” ekleri getirilerek yapılır. Durum, zaman ve yer bildirir.
Defterimi evde unuttum.
Yetmişinde kadından ne istedin?
Kitabı bir solukta okudum.
Okullar bu yıl da eylülde açılacak.
UYARI: Bulunma durumu
eki, bağlaç olan “de / da” ile karıştırılmamalıdır. Bulunma durumu eki olan
“-de / -da” birleşik; bağlaç ve ilgeç olan “de / da” ise daima ayrı yazılır.
Telefonum kardeşimde kaldı.
Sinemaya kardeşim de gelmek istiyor.
d)
Ayrılma (Çıkma) durumu eki: (-den / -dan / -ten / -tan)
İsimlere “-dan / -den
/ -tan / -ten” ekleri getirilerek yapılır. Yer, zaman, sebep ve karşılaştırma
bildirir.
O, yemeğini her gün evden getirir.
Sıcaktan bayıldı. Yorgunluktan uyuyakalmış.
Kardeşinden daha çalışkan.
İzmir’e akşamdan gidelim.
2.1.3.
Tamlama Ekleri (-ın / -in / -un / -ün)
Bir ismi başka bir
isimle ilgili hale getirir; isimleri isimlere bağlar.
Bu ek 1. tekil ve 1.
çoğul şahıs için “-im” şeklindedir: ben-im, biz-im
Belirtili isim tamlaması kurar:
Bebeğin yüzü çok sevimli.
Kardeşim benim kalemimi almış.
2.1.4.
İyelik (Aitlik) Ekleri (-m, -n, -i, -miz, -niz, -leri)
İsimlere gelerek
onların kime veya neye ait olduğunu belirten eklerdir. Şahıslara göre
çekimlenir.
(benim) defterim
(senin) defterin
(onun) defteri
(bizim) defterimiz
(sizin) defteriniz
(onların) defterleri
Evimizin küçük bir bahçesi var.
Gömleğimin düğmesi kopmuş.
UYARI: İyelik
eklerini belirtme hal eki ile karıştırmamak gerekir.
Evi yeni aldık. (o evi)
Evi çok büyükmüş. (onun evi)
Bu iki sözcükte de
“-i” eki var. Hangisi iyelik, hangisi hâl anlamak için şu soruyu sorabiliriz:
“Kimin evi?”
Bu soruyu
sorduğumuzda ikinci cümlenin cevap verdiğini ve “Onun evi büyükmüş.” şeklinde
söylenebildiğini görüyoruz. Öyleyse “-i” eki ikinci cümlede iyelik eki, birinci
cümlede ise “Neyi aldık?” sorusuna cevap verdiğinden “-i” hâl eki olarak
kullanılmıştır.
Ayrıca “-i” eki almış
sözcüğün başına “onun” sözcüğü getirerek de bunu anlayabiliriz.
(Onun) “Evi yeni
aldık.” olmuyor, ama
(Onun) “Evi çok
büyükmüş.” oluyor. Demek ki ikinci cümledeki “-i” eki, iyelik ekidir.
2.1.5.
Eşitlik Ekleri (-ca / -ce / -ça / -çe)
Eşitlik ekleri, isim
soylu sözcüklere gelerek onlara çeşitli anlamlar katarlar.
Böyle çocukça davranmamalısın. (benzerlik)
Ailece tatile gittik. (topluluk, birlikte)
Benden boyca uzunsun. (karşılaştırma,
bakımından)
Bence sen de haklısın. (görelik, kanaat)
Masraflarınız şirketimizce karşılanacak.”
(tarafından)
B-)
Eylem Çekim Ekleri
Eylemler, çekimli
hâlde kullanılır. İkinci tekil kişi emir (buyruk) çekimi hariç bütün eylemler
çekim eki alarak kullanılır. Eylem çekim ekleri, eylem kök veya gövdelerine
eklenerek, eylemlerin zamanını, yapılış şeklini ve şahsını (eylemi yapan
kişiyi) belirtirler.
Eylem çekim eklerini
3 temel grupta sınıflandırabiliriz:
1) Kip ekleri
a) Bildirme (zaman)
kipi ekleri
b) Dilek kipi ekleri
2) Kişi (şahıs)
ekleri
1) Kip
Ekleri
Eylemin gösterdiği
kılış, durum veya oluşun zamana bağlı olarak nasıl gerçekleştiğini veya
gerçekleşeceğini gösteren söyleyiş kalıplarına kip adı verilir.
a)
Bildirme Kipi Ekleri
Eylemin
gerçekleşmesi, zaman kavramı içinde mümkündür. Zaman içinde eylem ya
gerçekleşerek olup bitmiştir; ya gerçekleşmektedir, henüz bitmemiştir; ya da
sözün söylenmesinden sonraki bir zaman diliminde gerçekleşecektir. Eylemlerin
gerçekleşme zamanını bildirmek için kip ekleri kullanılır.
Dilimizde 4 temel
zaman vardır, bunlar:
1) Geçmiş zaman
a) Bilinen (görülen /
belirli) geçmiş zaman
b) Öğrenilen (duyulan
/ belirsiz) geçmiş zaman
2) Şimdiki zaman
3) Gelecek zaman
4) Geniş zaman (Tüm
zamanları kapsar.)
Eylemlerde Zaman
1- Geçmiş Zaman Eki (-di, -dı, -du, -dü,
-tı, -ti, -tu, -tü / -mış, -miş, -muş, -müş)
Eylemin geçmişte
yapıldığını bildiren zamandır. Bilinen (görülen / belirli) geçmiş zaman ve
öğrenilen (duyulan / belirsiz) geçmiş zaman olmak üzere ikiye ayrılır.
a- Bilinen (Görülen /
Belirli) Geçmiş Zaman Eki (-di, -dı, -du, -dü, -tı, -ti, -tu, -tü)
Görülen, tanık
olunan, bilinen veya yapıldığından emin olunan geçmişe ait bir eylemin
anlatılmasında veya bildirilmesinde kullanılır.
Dün tüm ödevlerimi
bitirdim. (Bilinen)
Ellerini güzelce
yıkadı. (Görülen, tanık olunan)
Ayak sesleri
yaklaşıyor, geldiler. (Duyularla kesinleşmiş)
Cumhuriyet 1923'te
kuruldu. (Bilimsel kesinlik)
b- Öğrenilen (Duyulan / Belirsiz) Geçmiş
Zaman Eki (-mış, -miş, -muş, -müş)
Görülmeyen,
başkasından duyulan veya bittikten sonra fark edilen geçmişe ait bir eylemin
anlatılmasında veya bildirilmesinde kullanılır.
İstanbul’a dün epeyce
kar yağmış. (Başkasından öğrenilmiş.)
Ben görmeyeli epey
büyümüşsün. (Sonradan fark edilmiş.)
Keloğlan bir de
bakmış ki… (Masal üslubu. Masal ve fıkra anlatım biçiminde de “başkasından
öğrenilme” anlamı vardır.)
2- Şimdiki Zaman Eki (-yor, -(i)yor, -(ı)yor,
-(ü)yor, -(u)yor)
Halen yapılmakta
olan, henüz tamamlanmamış bir eylemin anlatılmasında veya bildirilmesinde
kullanılır.
Bahçede çiçekleri
suluyor.
Bu problemi bir türlü
çözemiyorum
3- Gelecek Zaman Eki (-ecek, -acak)
Gelecek zaman
içerisinde bir eylemin bildirilmesinde kullanılır.
Yarın hastaneye
gideceğim.
İşe yarın
başlayacaksın.
Bu toplantıya onu
çağırmayacağız.
4- Geniş Zaman Eki (-r, -(i)r, -(ı)r, -(ü)r,
-(u)r, -(e)r, -(a)r)
Eylemin geçmiş,
şimdiki ve gelecek zamanların tümüne ait olduğunun, yani her zaman
tekrarlandığının bildirilmesinde ve genel yargıları anlatmakta kullanılır.
Akşamları kitap
okurum.
Her yaz köyümüze
gideriz.
Dünya, Güneş’in
etrafında döner.
● Geniş zamanın
olumsuzunda diğer kiplerden çok farklı bir durum vardır. Diğer kiplere
olumsuzluk eki (-ma, -me) getirildiğinde zaman eki düşmezken, geniş zamanda
zaman eki düşer ve 1. tekil ve 1. çoğul kişi haricindeki kişilerde olumsuzluk
eki “-maz, -mez” şeklinde kullanılır.
geldim > gelmedim
gelirim > gelmem
gelirsin > gelmezsin
gelir > gelmez
gelirsiniz > gelmezsiniz
geliriz > gelmeyiz
gelirler > gelmezler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder