ZARFLAR
Fiillerin,
fiilimsilerin, sıfatların ya da kendi türünden olan kelimelerin anlamlarını
türlü yönlerden (yer-yön, zaman, durum, miktar, soru) etkileyen; onları
belirten, dereceleyen sözcüklere zarf denir.
Zarflar Özellikleri
• Cümlede genellikle zarf tümleci olarak
kullanılır.
• Çekimsiz kelimelerdir. İsim çekim eki
(hâl, iyelik, çoğul ekleri vb.) almazlar. Ama isim olarak kullanılabilenler bu
görevde iken bu ekleri alabilirler.
• Zarfların birçoğu sıfat ya da isim olarak
da kullanılabildiği için sıfatların ve zarfların tanımı ve özellikleri iyi
bilinerek bu fark ortaya konmalıdır. Sıfat isimden önce gelerek onu niteler
veya belirtir. Ama zarf isimden önce gelmez.
Bugün çok yürüdüm.
(fiilden önce)
Buraya yarın
gelecekler. (fiilden önce)
İki eski dost akşama
kadar sohbet etti. (fiilden önce)
Yarın da bayağı çok
yürüyeceğiz. (zarftan önce, fiilden önce)
En güzel sen
konuştun. (zarftan önce, fiilden önce)
En doğru kararı
vermeliyiz. (sıfattan önce)
Çok hararetli
tartışmalar oldu. (sıfattan önce)
Dün hava daha
soğuktu. (adlaşmış sıfattan önce)
Mevsimlerin en güzeli
ilkbahardır. (adlaşmış sıfattan önce)
Dargın durarak bir
şey kazanamazsın. (fiilimsiden önce)
A. Görev ve Anlam
Bakımından Zarflar
1. Durum Zarfları
Hâl ve tavır ifade
eden zarflardır.
Özellikleri ve ler
Eylemin nasıl
yapıldığını ve ne durumda olduğunu; kimi zaman da zarfların durumunu gösterir.
Bu zarflar da kendi içinde sınıflandırılabilir:
a.
Niteleme Zarfları
Fiile "nasıl"
sorusu sorularak bu zarflar bulunabilir.
Niteleme sıfatlarının
çoğu niteleme zarfı olarak kullanılabilir.
Eğri oturalım, doğru
konuşalım.
Düşüncelerini ne
güzel dile getirebiliyorsun!
Çocukça hareket
ediyorsun.
Böyle gelmiş, böyle
gider.
Söyleyeceksen böyle
söyle.
-CE eşitlik eki ve
-lE vasıta hâl eki almış kelimeler durum zarfı olarak kullanılabilir:
" kardeşçe,
gizlice, sessizce, hafifçe, yavaşça, hızlıca..."
"hızla,
kahkahayla..."
Küçük kız güzelce
süslendi. (niteleme)
Babasını sevinçle karşıladı.
(niteleme)
Bağ-fiiller
(zarf-fiil), deyimler, yansımalar, ikilemeler de niteleme zarfı olarak
kullanılırlar:
"gülerek,
ağlayarak, oturmadan, gelip..."
"gözü arkada
kalarak, canından bezmişçesine..."
"şakır şakır,
tık tık, küt küt, şırıl şırıl..."
"dik dik, boylu
boyunca, tatlı tatlı..."
Adam çekine çekine
içeri girdi. (niteleme)
Kâğıtları paket paket
gönderdi. (niteleme)
Yiğitseniz teker
teker gelin. (üleştirme, niteleme)
İsimler de niteleme
zarfı olarak kullanılabilir:
Gül kokuyordu teni.
O, bu dünyada
delikanlı yaşadı.
b.
Kesinlik Zarfları
"elbet, elbette,
asla, mutlaka, hiç mi hiç, ne olursa olsun, kuşkusuz, hiç kuşkusuz..."
Elbet bir gün
buluşacağız.
Seni asla
unutmayacağım.
Hayvanları ve
bitkileri hiç incitmem.
İyiliklerinizin
karşılığını mutlaka göreceksiniz.
c.
Yineleme Zarfları
İkide bir karşıma
çıkıyor.
Konuyu bir daha
anlatayım.
Bu akşam yine
arayacağım.
d.
Olasılık Zarfları
"bakarsın,
belki, ola ki, sanıyorum."
Ola ki arayacağı
tutar.
Sanıyorum aramaz.
e.
Yaklaşıklık Zarfları
"aşağı yukarı,
şöyle böyle, hemen hemen"
İşim hemen hemen
bitti. (yaklaşıklık)
f.
Üleştirme Zarfları
Uçaklar ikişer ikişer
geçiyordu üstümüzden
Askerler teker teker
nöbet yerlerine dağıldılar.
g.
Sınırlama Zarfları
Dün ancak iki saat
çalışabildim.
Bu kötü alışkanlıklardan
artık uzak durmalısın
2. Zaman Zarfları
Fiillerin anlamını
zaman yönünden tamamlayan zarflardır.
Fiile (veya zarfı
olduğu başka kelimelere) sorulan "ne zaman", "ne kadar
süre" sorusuna cevap verir.
Zaman zarfları, zarf
olarak kullanılan çeşitli zaman isimleridir.
Çekimsizdirler. İsim
çekim ekleri alırlarsa zarf olmaktan çıkarlar.
Başlıcaları
şunlardır:
"dün, bugün,
yarın, şimdi, gece, gündüz, güpegündüz, gündüz gözüne, cuma günü, haftaya,
önceki gün, akşam, sabah, akşamleyin, sabahleyin, az önce, geç, iki gün, iki
saat, on dakika, iki günde, iki saatte, uzun süre, uzun zaman, biz gelmeden,
demin, henüz, hâlâ, daha, gene, yine, artık, sonra, evvelâ, daima, hep, henüz,
hemen, geceleri, sabahları, önceden, ayda bir, buraya gelmeden, anlatırken, yaşarken
..."
Az önce gitmişti.
Sonra uğrarsınız.
Henüz işimiz bitmedi.
Artık buralara
gelmeyeceğim.
Yarın geleceklermiş.
Okulu gelecek sene
bitireceğim.
Kâmil dün akşam
telefon etti.
Ayda bir uğrar
buralara.
Toplantı iki saat
sürdü.
İnsanların
vefasızlığını geç anladım.
"-leyin"
eki sınırlı sayıda zaman zarfı yapar:
sabahleyin,
akşamleyin...
"-lerİ" eki
zaman isimlerine gelerek -iyelik anlamı taşımaksızın- "her " anlamı
katacak şekilde zaman zarfı yapar:
sabahları, akşamları,
önceleri, ikindileri...
"-İn" eki
de zaman isimlerine gelerek zaman zarfı yapar:
yazın, kışın, ilkin,
güzün...
"-e, -de,
-den" ekleri ve bu eklerle birlikte bazı edatlar zaman zarfı yapar:
Yola çıktık; akşama
geliriz sanırım.
Bayramlarda bütün
aile bir araya toplanır.
Azıklarınızı geceden
hazırlamıştım.
Edat barındıran ve
fiilin başlangıç ve bitiş zamanını bildiren zarflar edat tümleci olarak da
değerlendirilebilir.
Sabahtan beri burada
bekliyoruz.
Akşama kadar geri
döner misin?
Günlerden beri yağmur
yağıyordu.
Kar akşama kadar
yağabilir.
Zaman anlamı taşıyan
zarf-fiiller ve zarf-fiil grupları da zaman zarfı olarak kullanılır:
Buraya gelmeden haber
verin.
Bizi karşısında
görünce şaşırdı.
Yaşadıklarını
anlatırken gözleri yaşardır.
İstanbul'a geleli iki
yıl oldu.
3. Yön Zarfları
Yalın hâlde
kullanılarak fiilin yönünü (failin yöneldiği yeri) belirten zarflardır:
Yön Zarfları
Özellikleri
Çoğu "-Erİ"
ekiyle yapılmıştır.
"ileri, geri,
beri, doğru, içeri, dışarı, aşağı, yukarı."
Bu zarflar eksiz
kullanılır. Yönelme, bulunma, ayrılma hâl ekleri getirilirse dolaylı tümleç
olur. Hâliyle isim olarak kullanılmış olur. Aynı kelimeler sıfat olarak da
kullanılabilir.
Ahmet içeriye girdi.
(isim; dolaylı tümleç)
İlerisi çok güzel.
(isim; özne)
İleri ülkeler daha
demokratiktir. (sıfat)
Doğru söz, aşağı yol,
yukarı kat, geri hatlar... (sıfat)
Arkadaşlar, içeri
girer misiniz?
Sesi duyar duymaz
aşağı indim.
Dışarı çıkmak için
uğraşıyordu.
Arabayı biraz daha
ileri park et.
Beri gel, barışalım.
Bu yoldan geri
dönülmez.
Düşmana doğru
ilerlediler.
4. Miktar Zarfları
Fiillerin,
fiilimsilerin, sıfatların ya da başka zarfların anlamlarını ölçü yönünden
tamamlayan, artıran, azaltan zarflardır.
"en, daha, pek,
çok, az, biraz, kadar, denli, gibi, fazla..."
Miktar Zarfları
Özellikleri ve ler:
Fiile veya sıfata
sorulan "ne kadar?" sorusunun cevabıdır.
Kendilerinden önceki
ya da sonraki kelimeyle birlikte söze eşitlik, üstünlük, en üstünlük, aşırılık,
karşılaştırma anlamları katar.
Benim kadar
çalışırsan başarılı olursun. (eşitlik)
O da babası gibi
yürüyor. (eşitlik, benzerlik)
Cennet kadar güzeldi
vatanımız. (eşitlik, benzerlik)
Bu kadar çok çalışmak
niye. (eşitlik)
Beş dakika kadar
dinlenelim. (eşitlik, yaklaşıklık)
Yemeği biraz fazlaca
yemişim. (biraz: eşitlik; fazlaca: aşırılık)
Ayakkabısı azıcık dar
geliyormuş. (eşitlik, aza yakın)
Düne göre azıcık
iyileşmiş. (eşitlik, aza yakın)
"en"
kelimesi aşırılık, en üstünlük anlamı verir:
En yakın arkadaşı
benim. (en üstünlük; sıfattan önce)
En çok çalışan canlı
karıncadır. (en üstünlük, zarftan önce)
"daha"
kelimesi karşılaştırma, üstünlük anlamları katar.
O senden daha çabuk
bitirdi. (üstünlük; zarftan önce)
Daha güzel bir araba
aldı. (üstünlük; sıfattan önce)
Not: "daha"
kelimesi zaman ve "başka" anlamı da katabilir. "bir"
kelimesiyle birlikte yineleme zarfı olur:
Songül daha telefon
etmedi. (zaman zarfı, henüz anlamında)
Buralara bir daha
gelebilir miyiz? Yineleme zarfı
Hepsini aldınız, daha
ne istiyorsunuz? ("başka" anlamında)
"çokça, çok, pek
çok, çok az, gayet, fazla, fazlaca, epey" kelimeleri aşırılık anlamı katar.
Bugünlerde çok az
uyuyor.
Gayet çalışkan bir
insandı.
Dergiyi çıkarmak için
epey çalıştık.
Adem pek akıllı bir
çocuktur.
Fazla okuyor, gözleri
bozulacak.
"eksik, seyrek,
sık" kelimeleri işin ne kadar sıklıkla yapıldığını belirtir:
Bugünlerde sık görüşüyoruz.
Parayı iki milyon
eksik vermiş.
Eskisi gibi değil;
seyrek uğruyor.
"aşağı yukarı,
şöyle böyle" ikilemeleri "yaklaşık" anlamı katar.
Bursa'da aşağı yukarı
bir ay kaldık.
Ankara'ya geleli
şöyle böyle 9 yıl oldu.
5. Soru Zarfları
Eylemin anlamını soru
yoluyla belirten zarflardır, daha doğrusu diğer zarfları ve cümledeki zarf
tümlecini bulmaya yarayan soru kelimeleridir.
Diğer zarf
çeşitlerinin çoğunun soru şekli vardır.
"ne zaman, ne
kadar, nasıl, niçin, ne diye, ne, ne biçim, nice, ne denli"
Soru cümlesi yapar:
Akşam eve kaçta
gelirsin?
O nasıl konuşuyor
öyle?
Siz ne biçim
konuşuyorsunuz?
Daha ne kadar
bekleyeceğiz?
Niçin bunları bana
veriyorsun?
Bu saate ne gezip
duruyorsunuz?
İşleri ne zaman
bitireceksiniz?
İçinde soru zarfı bulunan
bütün cümleler soru cümlesi değildir:
Eve kaçta geleceğimi
şimdiden söyleyemem.
Ne iyi insanlar
bunlar...
Ne güzel söyledi.
6. Gösterme Zarfı
Bunu her dil bilgisi
kitabı ayrı bir zarf olarak almaz. "işte" kelimesiyle yapılır.
İşte şimdi geliyorum.
Bak işte dinliyorum.
B. Zarflarda
Pekiştirme
Genellikle pekiştirme
sıfatlarıyla ve ikilemelerle yapılır. Pekiştirmeli isimler de vardır ve onlar
da zarf olarak kullanılır.
Ağır ağır çıkacaksın
bu merdivenlerden.
Yüzü soğuktan mosmor
olmuştu.
Yağmurda sırılsıklam
ıslandılar.
Güpegündüz nereye
gidiyorsun?
Soğuktan tortop
yatıyor.
Evrakları paramparça
mı getirecektin?
C. Yapı Bakımından Zarflar
Yapı bakımından
zarflar basit, türemiş, birleşik ve öbekleşmiş olmak üzere dörde ayrılır.
1.
Basit Zarflar
Kök hâlinde olan, ek
almamış zarflardır: "yarın, gece, geç, dün, pek, az, fazla, sık, iyi, çok,
hiç, sabah, akşam, henüz..."
2.
Türemiş Zarflar
Yapım ekiyle veya
yapım eki gibi kullanılmış bazı çekim ekleriyle yapılmış zarflardır:
"sabırlı, aylarca, önce, dostça, sınıfça, yiğitçesine, erken, sabahleyin,
kışın, ilkin, ileri, soğuk, içeri, dışarı, aptalca, mosmor, sanıyorum, kaçta,
koşarak, okumadan, gelince, şimdilerde..."
3.
Birleşik Zarflar
Birden fazla
kelimenin bir araya gelip kaynaşarak oluşturdukları zarflardır: "bugün,
biraz, böyle, şöyle, birdenbire, niçin, ilk önce, nasıl..."
4.
Öbekleşmiş Zarflar
Birden fazla
kelimenin farklı yollarla (ikileme, edat grubu, zarf-fiil grubu) bir araya
gelerek oluşturdukları zarflardır: "hemen hemen, gece gündüz, er geç, ikide
bir, aşağı yukarı, hemen şimdi, kırk yılda bir, öğleden sonra, arada sırada,
yana doğru, az çok, -den sonra, -e dek, bazı bazı, şöyle böyle, üç aşağı beş
yukarı, doğru dürüst, okuma sırasında, geldiği zaman..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder